8 Ocak 2015 Perşembe

EL – MUSAVVİR


El-Musavvir, tasvir eden, yaratılmış her şeye şekil veren demektir. Allah (c.c) her yarattığına şekil ve hususiyet vermiş, yaratmayı murad ettiği her şeye bu ism-i şerifiyle şekil vermiştir.


Şu dünyamızda görüp hayrette kaldığımız bunca çeşitli görünümlerdeki mahlûkatta Rabbimizin Musavvir ism-i şeriflerini temaşa ediyoruz. İnsanların, hayvanların, nebatatın, arzın, semanın ayrı ayrı suretleri Yüce Rabbimizin Musavvir ismini ilan ediyor. Parmak uçlarındaki çizgilerin bile ayrı ayrı tasvir edildiğini Kur’an-ı Kerîm şöyle beyan ediyor:

Evet, bizim, onun parmak uçlarını bile aynen eski haline getirmeye gücümüz yeter” 1

Ey insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği bir şekilde birleştiren ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan nedir?” 2

Bu her yaratılmışa ayrı bir şekil vermesi bütün mükevvenata şamil bir örnektir. Yapılan araştırmaların sonuçları gösteriyor ki, kar tanelerinin şekillerinin ayrı ayrı oluşu, yaprakların, çiçeklerin, -aynı cins bitkinin yaprağı veya çiçeğinin dahi- birbirinden ayrı suretlerde tasvir edilmiş olması bir gerçektir.

Bir de şu var ki; Mevla’nın yaratıp suret verdiği şeyler maddî ve manevî olmak üzere ikiye ayrılır. Zaten varlık madde ve mânâdan ibaret olduğu için cümle esma-i ilâhînin tecellileri de iki yönlü tecelli eder.

Ya muhavvilel hâl havvil hâlena ilâ ahsenil hâl (Ey halden hale çeviren (Allah’ım) halimizi en güzel hale çevir)” sırrınca her şey aynı surette kalmıyor, değişikliğe uğratılıyor ve çeşitli suretlere dönüştürülüyor. İnsanın ana rahmine düştüğü anki suretinden yaşlılıktaki suretine dek maddî ve manevî yani cismen ve ruhen halinin nasıl değişikliğe uğradığı, nasıl bir suretten diğer bir surete geçtiği bilinen bir gerçektir.

Eğer dilese idik, oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi, ne de geri gelmeye! Kime uzun ömür verirsek onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç düşünmüyorlar mı?” 3

Bir tohum ağaç olana, meyve verene kadar; o meyve, suret değiştire değiştire olgunlaşıncaya kadar; o meyve bir canlı tarafından yenilip sindirilmeye başlayıncaya kadar ne değişikliklere tabi tutuluyor. Sonra o meyve posası ayrılıp enerji haline dönüştürülüyor. Meyve o canlının bünyesinde gübreye, kan, yağ, kuvvet vs.ye dönüştürülüyor. Bu ve benzeri örneklerle Musavvir ism-i şerifinin tecellilerini tefekkür edebiliriz. Bunlar maddî tecellilerdir.

Manevî yönü ise şudur ki; halden hale, suretten surete dönüştüren Mevlâ, yapılan çeşit çeşit ibadetleri, amel-i salihleri cennette övgüye, sevgiye, saadete, ecir ve sevaba dönüştürecektir. Nasıl ki her tohum cinsine göre çeşitli suretlere bürünüyor, halden hale geçiyorsa, ameller de birer tohum mahiyetinde olup; Mevlâ dilediği gibi bu manevî tohumlara suret halk edecek ve hem de en münasip bir keyfiyetle bizim nazarımıza sunacaktır. İsyanın ve haramlarla iştigalin de cezaya, cehenneme dönüşmesi El-Musavvir ism-i şerifinin tecellisiyledir.

Hâlık, Bâri, Musavvir İsimlerinin Birbirleriyle İrtibatı

Allah o gerçek ilâhtır ki, Hâlık’tır, Bâri’dir, Musavvir’dir. Hasılı en güzel isimler ve vasıflar O’nundur…” 4

O ki, birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?” 5

Bu ayet-i kerimede Yüce Allah, her şeyi bir uyum içinde, en güzel bir halde yarattığını ve göklerin de en güzel bir ahenk içinde yaratıldığını ilan ediyor.

Bu varlıklar âleminde varlığını devam ettiren varlıklara bakıldığında her şey gayet yerli yerinde uyum içerisinde hayatiyetini devam ettiriyor. Basiret gözü ile bakana her varlık Rabb’ül Âlemin’in Hâlık, Bâri, Musavvir isimlerini ilan ediyor ve ancak tefekkürle bakan herkes bütün varlıkta bu isimleri okuma şerefine nail oluyor.

Dileriz Rabbimiz’den, bizleri bu isimlerinin tecellisine mazhar eylesin de amellerimizi O’nun rızasına uygun yerli yerince işleyebilelim.


1 Kıyame:4
2 İnfitar:6,7,8
3 Yasin:67,68
4 Haşir:24
5 Mülk:3

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder