El-Musavvir,
tasvir eden, yaratılmış her şeye şekil veren demektir. Allah
(c.c) her yarattığına şekil ve hususiyet vermiş, yaratmayı
murad ettiği her şeye bu ism-i şerifiyle şekil vermiştir.
Şu
dünyamızda görüp hayrette kaldığımız bunca çeşitli
görünümlerdeki mahlûkatta Rabbimizin Musavvir ism-i şeriflerini
temaşa ediyoruz. İnsanların, hayvanların, nebatatın, arzın,
semanın ayrı ayrı suretleri Yüce Rabbimizin Musavvir ismini ilan
ediyor. Parmak uçlarındaki çizgilerin bile ayrı ayrı tasvir
edildiğini Kur’an-ı Kerîm şöyle beyan ediyor:
“Ey
insan! Seni yaratıp seni düzgün ve dengeli kılan, seni istediği
bir şekilde birleştiren ihsanı bol Rabbine karşı seni aldatan
nedir?” 2
Bu
her yaratılmışa ayrı bir şekil vermesi bütün mükevvenata
şamil bir örnektir. Yapılan araştırmaların sonuçları
gösteriyor ki, kar tanelerinin şekillerinin ayrı ayrı oluşu,
yaprakların, çiçeklerin, -aynı cins bitkinin yaprağı veya
çiçeğinin dahi- birbirinden ayrı suretlerde tasvir edilmiş
olması bir gerçektir.
Bir
de şu var ki; Mevla’nın yaratıp suret verdiği şeyler maddî ve
manevî olmak üzere ikiye ayrılır. Zaten varlık madde ve mânâdan
ibaret olduğu için cümle esma-i ilâhînin tecellileri de iki
yönlü tecelli eder.
“Ya
muhavvilel hâl havvil hâlena ilâ ahsenil hâl (Ey halden hale
çeviren (Allah’ım) halimizi en güzel hale çevir)” sırrınca
her şey aynı surette kalmıyor, değişikliğe uğratılıyor ve
çeşitli suretlere dönüştürülüyor. İnsanın ana rahmine
düştüğü anki suretinden yaşlılıktaki suretine dek maddî ve
manevî yani cismen ve ruhen halinin nasıl değişikliğe uğradığı,
nasıl bir suretten diğer bir surete geçtiği bilinen bir
gerçektir.
“Eğer
dilese idik, oldukları yerde onların şekillerini değiştirirdik
de ne ileriye gitmeye güçleri yeterdi, ne de geri gelmeye! Kime
uzun ömür verirsek onun gelişmesini tersine çeviririz. Hiç
düşünmüyorlar mı?” 3
Bir
tohum ağaç olana, meyve verene kadar; o meyve, suret değiştire
değiştire olgunlaşıncaya kadar; o meyve bir canlı tarafından
yenilip sindirilmeye başlayıncaya kadar ne değişikliklere tabi
tutuluyor. Sonra o meyve posası ayrılıp enerji haline
dönüştürülüyor. Meyve o canlının bünyesinde gübreye, kan,
yağ, kuvvet vs.ye dönüştürülüyor. Bu ve benzeri örneklerle
Musavvir ism-i şerifinin tecellilerini tefekkür edebiliriz. Bunlar
maddî tecellilerdir.
Manevî
yönü ise şudur ki; halden hale, suretten surete dönüştüren
Mevlâ, yapılan çeşit çeşit ibadetleri, amel-i salihleri
cennette övgüye, sevgiye, saadete, ecir ve sevaba dönüştürecektir.
Nasıl ki her tohum cinsine göre çeşitli suretlere bürünüyor,
halden hale geçiyorsa, ameller de birer tohum mahiyetinde olup;
Mevlâ dilediği gibi bu manevî tohumlara suret halk edecek ve hem
de en münasip bir keyfiyetle bizim nazarımıza sunacaktır. İsyanın
ve haramlarla iştigalin de cezaya, cehenneme dönüşmesi
El-Musavvir ism-i şerifinin tecellisiyledir.
Hâlık,
Bâri, Musavvir İsimlerinin Birbirleriyle İrtibatı
“Allah
o gerçek ilâhtır ki, Hâlık’tır, Bâri’dir, Musavvir’dir.
Hasılı en güzel isimler ve vasıflar O’nundur…” 4
“O
ki, birbiri ile ahenktar yedi göğü yaratmıştır. Rahman olan
Allah’ın yaratışında hiçbir uygunsuzluk göremezsin. Gözünü
çevir de bir bak, bir bozukluk görebiliyor musun?” 5
Bu
ayet-i kerimede Yüce Allah, her şeyi bir uyum içinde, en güzel
bir halde yarattığını ve göklerin de en güzel bir ahenk içinde
yaratıldığını ilan ediyor.
Bu
varlıklar âleminde varlığını devam ettiren varlıklara
bakıldığında her şey gayet yerli yerinde uyum içerisinde
hayatiyetini devam ettiriyor. Basiret gözü ile bakana her varlık
Rabb’ül Âlemin’in Hâlık, Bâri, Musavvir isimlerini ilan
ediyor ve ancak tefekkürle bakan herkes bütün varlıkta bu
isimleri okuma şerefine nail oluyor.
Dileriz
Rabbimiz’den, bizleri bu isimlerinin tecellisine mazhar eylesin de
amellerimizi O’nun rızasına uygun yerli yerince işleyebilelim.
1
Kıyame:4
2
İnfitar:6,7,8
3
Yasin:67,68
4
Haşir:24
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder